DEVAM: 34- ŞİFA
DİLEĞiYLE İZİN VERİLEN OKUMALAR
حدّثنا
عَبْدَةُ
بْنُ عَبْدِ
اللهِ. حدّثنا
مُعَاوِيَةُ
بْنُ هِشَامٍ.
حدّثنا
سُفْيَانُ
عَنْ
عَاصِمٍ،
عَنْ يُوسُفَ
بْنِ عَبْدِ اللهِ
بْنِ
الْحارِثِ، عَنْ
أَنَسٍ؛
أَنَّ
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم رَخَّصَ
فِي
الرُّقْيَةِ
مِنَ الْحُمَةِ
وَالْعَيْنِ
وَالنَّمْلَةِ.
Enes (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre: Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) zehirli hayvan'ın
zehirlemesi, nazar değmesi ve nemle (denilen çıban) den dolayı nefes etmeye
izin vermiştir.
AÇIKLAMA: Büreyde (r.a.)'ın hadif.i ile Cabir (r.a.)'ın hadisini Müslim de rivayet
etmiştir. Halide (r.anha)'nın hadisi Zevaid nevind mdir. Enes (r.a.)'ın hadisi
ise Müslim, Tirmizi, Nesai ve Ahmed tarafından da rivA.vet li'rlilmiştir.
Bu babın
hadislerinde geçen bazı kelimeleri açıklayalım: Rüka: Rukye'nin çı)ğuludur.
Rukye, bundan önceki babta anlatıldığı gibi şifa dileğiyle AHah'a sığınarak
hastaya okumaktır. Küfür ve AHah'a ortak koşmayı içeren veya buna anlam taşıyan
batıl bir takım laflarla da hastaya okuyuculuk edilebilir. Bu nevi laflara veya
bunlan okumaya da Rükye denilir. Bu itibarla Rükye'nin meşru ve faydalı olanı
oldUğU gibi, gayri meşru ve zararlı olanı da vardır.
3514. hadisin
raviyesi Halide (r.anha)'nın okuduğu Rükye ve 3515. hadiste sözü edilen Amr bin
Hazm'ın ev halkının okuduğu Rükye, birinci neviden olduğu için Resul-i Ekrem
(s.a.v.) buna izin vermiştir.
Hadislerde
geçen "Hume" kelimesi değişik şekillerde manalandınlmıştır. Su'ieb ve
bazı kimseler; Hume, akrebin zehridir, demişler. El-Kazzaz'a göre akrebin
iğnesidir. İbn-i Seyyide'ye göre akrep ve arının iğnesidir. Hattabi ise: Hume,
yılan ve akrep gibi zehirli haşerata denilir, demiştir.
Nemle: İnsanın
vücudunda, özellikle yanlarında ve böğürlerinde çıkan bir nevi çıbandır, nefes
edilmekle Allah'ın izniyle kaybolur.
Bu bab ın ilk
hadisinin zahirine göre rukye, yani nefes etmek yalnız nazar değmesi ve hume,
yani zehirIi hayvanın sokması için yararlıdır. Halbuki nefes etmenin başka hastalıklar
için de yararlı olduğu müteaddid hadislerden anlaşılır, Bunların bir kısmı
müeHifimiz tarafından bu ve bunu takip eden bablarda rivayet edilmiştir. Bu
itibarla ilk hadis, yani Büreyde (r.a.)'ın hadisinden maksad nefes etmenin en
çok faydalı olduğu iki sahayı belirtmektir.
Turbeşti:
'Ruhsat ve izin, yasaklamadan sonra olur. Resul-i Ekrem (s.a.v.) hastalara
okunan şeylerde eahiliyet devrine ait bir takım batıl lafların bulunması
ihtimali üzerine ilk zamanlarda nefes etmeyi yasaklamış. Halk da bu işi
bırakmış. Sonra Resul-i Ekrem (s.a.v.), içinde eahiliyet devri sözleri
bulunmayan rukyelerle nefes etmeye ruhsat vermiştir, der.
El-Hafız da
el-Fetih'in 10. cildinin 166. sahifesinde özetle şöyle der: Nefes etmek şu
şartlarla caizdir, alimler bu hususta ittifak halin'dedir: Nefes etmek; ayetler
veya. Allah'ın isimleri ve sıfatları ve manası bilinen cümlelerle olacak ve
gerek nefes eden gerekse nefes edilen kişiler okunan şeylerin bizatihi tesirli
olmayıp asıl tesirin AIlah'ın iznine bağlı olduğuna inanacaklar.
Vuku bulan
herşeyde Allah'a iltica etmenin ve O'na sığınmanın meşruluğu hususunda ihtilM
yoktur. Her bela ve musibetin giderilmesi için Allah'a dua etmek ve yalvarmak
meşrudur, faydalıdır.
İbnü't-Tin: Allah'a
sığınmayı ifade eden Felak ve Nas sureleri ve dualar ile Allah'ın isimleri ile
edilen nefes, takvıi ve salahat ehli tarafından ve onların mübarek dilleri ile
yapıldığı zaman ruhani bir tedavi olur. Bu gibi zatların ettikleri nefes,
Allah'ın izni ile şifaya sebep olur, demiştir.
Kurtubi de:
Rükyeler üç çeşittir: Allah'ın kelam'ı ve isimleri ile olanı meşrudur. Nebi
(s.a.v.) tarafından şifa niyetiyle okunan ayetler ve dualarla yapılan rukyeler
ise müstehabtır. Anlamı bilinmeyen ve cahiliyet devrinden kalma rukyeler
yasaktır, bundan sakınmak vacibtir. Çünkü bu nevi nefesler ve laflar küfür
olabilir, ya da küfre götürebilir. Melekler, saygı duyulan Arş ve Ka'be gibi
şeylerin isimleri ile yapılan rukyeler yasak olmamakla beraber içinde Allah'a
sığınmak ve iltica etmek bulunmadığı için yapılmaması daha iyidir, demiştir.